• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • suheyla.irmak1@facebook.com
Site Menüsü

KUANTUM ŞİFA VE KENDİ ÖYKÜM









KUANTUM ŞİFA NEDİR?

Evrende her şey enerjidir.Ve bir titreşime sahiptir.Yine Evrende her şey ama her şey bir birine bağlı bir bütünlüktür.Gezegenlerden tutun da galaksilere ve elementlerden bedenimizdeki hücrelere kadar her şey birbirine bağlıdır.Ve kendi içlerinde bütünlüklerini oluşturur.Yaşadığımız Dünya gezegenimiz nasıl içinde bir bütünlükse, bedenimiz de kendi içinde bir bütünlüktür.Bunun gibi diğer tüm bütünlüklerin birbirine bağlanması ile Evreni oluştururlar.İnsan bedeni de kendi içinde bir micro evrendir. Bir insanın bütünündeki bir parçasındaki dengesizlik, değişiklik, onun hücresel yapısında, çekirdeğinde başlayarak tüm bağlı organları hatta tüm bedenin bütünlüğünü bozar.Biz buna Atomaltı Dünya diyoruz.Yani insanın hücresel yapısının en küçük parçası olan bir hücrenin çekirdeğindeki eneji tıkanması dahi, enerji akışının titreşiminin düşmesi gibi bir değişiklik anında diğer hücrelere bilgi olarak aktarılır ve bütünün dengesi böylece bozulur.Aynı zamanda, kişinin duygusal dengesinin bozulması bedendeki enerji merkezlerini tıkar, dengesini bozar ve düzeltilmediği taktirde hastalık yada depresyon olarak ortaya çıkar. Ancak bu değişiklik sadece olumsuz yöndemi dir.?Hayır elbette, hücresel hafızamıza giren yeni girdiler olumlu ise yine olumlu yönde tüm beden bundan haberdar olur ve olumlu yönde değişim gerçekleşir. İşte bu düzeni ve düzensizliği bedenimizdeki Enerji Merkezlerimiz sağlamaktadır.Enerji merkezlerimiz bizi Evrene, Evrenin bilgisine bağlayan ve sürekli titreşen enerji vortekslerimizdir. Sanskiritçede enerji merkezlerimize Chakra denilmektedir.Ve artık tüm dünya çakra(chakra) sistemimizin öneminden haberdardır.Ve bilim artık bu olguyu belgelemektedir. Çakralarımız; bedenimizde kuyruk sokumunun altından başlayarak, omurgamızın içinde akan yaşam enerjisinin üzerinde konumlanmış başımızın tepesine kadar belli bölgelerde ana enerji istasyonları olarak çalışan mucizevi bir enerji sistemidir.(yaradılışımız gereği)Çakralarımızın gerçek yerleri eterik bedenlerimizdedir. Çakralar; yaşam enerjisini meridenler (enerji kanalları) aracılığı ile insanın subtil enerji bedenlerinden,çevresinden, gezegenden, evrenden, tüm enerji yapılarından alırlar ve fizik beden veya sübtil bölgelerin yaşaması için gerekli olan titreşimlere dönüştürürler.Böylece çakralar çalışma sırasında bulundukları çevreye de enerji aktarırlar.Çakra enerji sistemi aracılığı ile dünyamızla, evrenle ve paralel evrenlerle ve Yaradılışın diğer düzlemleriyle sürekli bir bağlantı ve enerji ve bilgi alış verişi içinde oluruz. Bedenimizin, ruhumuzun, bilincimizin sağlıklı ve uyumlu çalışmasını sağlayan ve bizi Evrensel Enerji Alanına bağlayarak ihtiyacımız olan her türlü bilgiye de erişmemizi olanaklı kılan ilahi bir sistemdir.Bunu söylemenin abartı olmadığını artık bilimde kanıtlamış ve kabul etmiştir.Bu bilgelik bize kadim uygarlıklardan DNA'mız aracılığı ile aktarılmştır.İleriki aşamalarda bu mucizevi sistemi irdelemeye devam edeceğiz. Kuantum Şifa; iyileşmek, düzelmek, saf DNA'ya dönüşmek ve gezegenimiz dünya ile ve evrenle uyumlu ve doğru titreşmek için çok çeşitli enerji dönüşüm metodlarıdır. Kuantum şifa bence bütüncüldür.(Holistiktir) Bilinçli Zihin-Beden-Ruh-Bilinçaltı ve Evrensel Birleşik Enerji Alan(Kuantum Enerji Alanı) bütünlüğünü birlikte rezonansa(uyum) geçirdiğimizde Kuantum Şifayı gerçekleştirmiş oluruz. Kısaca kalıcı bütüncül şifa( bilinçli zihin-beden-ruh) üçlüsünün titreşimini düzeltmek ve uyumlaştırmaktan geçer.Bunu tam ve sağlıklı gerçekleştirmenin yoluda gezegenimizin(dünya) enerji ağı ile ve Evrensel Birleşik Enerji Alanı ile uyumlu titreşmekten geçer. Yeni çağda ve yeni fizikte buna sonsuz Kuantum Enerji Alanı deniyor. (Ancak Manyetik Enerji Ağı , Kozmik Enerji, Altın Işık Örtüsü, Kozmik Kafes, Sonsuz Yaratıcı Kaynak gibi daha bir çok isimleri mevcut.)Ve artık bilim dünyasında sadece ALAN olarak kullanılıyor. Her şeyi ama, istediğimiz her şeyi oluşturmak,dönüştürmek ve gerçekleştirmek için bu ALAN dan çektiğimiz Kuantum Enerji ile iş görüyoruz. Yani enerjiyi maddeye, maddeyi enerjiye dönüştürerek yaşamlarımızı sürdürebiliyoruz. Bu bütüncül şifayı gerçekleştirmek için de tek bir teknik, tek başına yeterlimidir.? diye yıllardır kendimi sorgularken; sıfırdan yeniden sağlığıma kavuşabilmek için eskiden bildiğim, yeni öğrendiğim, uyguladığım ve öğrenmeye ve uygulama devam ettiğim şifa tekniği neredeyse kalmadı.Peki neden bu çalışmalarımdan, yıllardır tam olarak bir sonuç alamıyordum. Neden koskoca onüç yıldır, tam, kusursuz ,saf şifaya, saf sağlığa kavuşamamıştım.Bu kadar kadim bilgiler yanlış olamazdı. Dünyamız Altın Çağ a ilk kez adım atmıyordu.26.000 yıllık bir siklus öncesi de Altın Çağ dünyamızda hüküm sürmüştü.Ve bu devreler Ezoterik Kayıtlarda anlatılıyordu.Ve bu kadim şifa teknikleri bize DNA'mız aracılığı ile nesillerden, nesillere aktarılarak ulaşıyordu.Kuantum DNA'mız aracılığı ile.Evet DNA'mızın da kuantsal olduğu bilimce kabul edilmiştir. Ben yine sonu gelmeyen bilme isteğimle tüm öğrendiğim ve uyguladığım şifa tekniklerini yeniden sorgulamaya ve eksik halkayı yada kendi eksik halkamı bulmaya karar verdim.Bu çalışmalar arasında uzun zamandır boğulmuşken ve bir çok insana halan şifa aktarmaya devam ederken öğrendiğim sistemlerin dışında kendi uygulamalarımın ve vizyonlarımın ayırdımına daldım.Ve yine bilincimin gongları çalmaya başlamıştı. Ve...hangi uygulamayı yaparsam yapayım bütünü bilinçsizce işin içine soktuğumu ve yoğun çalışmalar gerçekleştirdiğimi ayrımsadım.Bilinçsizce demek ruhuma hakaret olur.Çünkü ruhum da resmen işin içinde hatta başrolde beni yönlendiriyordu.Yine içimdeki Kutsal Zeka işin içindeydi ve benim farkındalığımı açıyordu.Yani öğrendiklerimi birleştirmeyi, bir bütün haline getirmeyi öğretiyordu. Ve... Evet...Evrende nasıl bir bütünlük varsa ve her şey bir altın ışık örtüsü, enerji ağıyla birbirine bağlıysa(bedenimizdeki meridyenlerimiz ve enerji merkezlerimiz gibi) bedenimizde, ruhumuzla, bilincimizle, bilincimiz DNA'mızla, DNA'mız hücrelerimizin atomaltı parçaları ile ve gezegenin enerji ağı ile ve son olarak Evrensel Bilgi Kaynağı, Kuantum Enerji Alanı ile birbirine bağlıydı. Bağlı olarak iş görüyor. Dönüşüyor, değişiyor, mucizeler gerçekleştiriyordu. Bu bilgiyi bilmek ayrı, farkındalığına, bilincine varmak ayrıydı.O zaman her şeyi birlikte kullanmak ve bir KUANTUM ŞİFA ÇORBASI yapmak gerekliydi ki Tam bir HASTA ÇORBASI olsun.(Tabiki enerji çorbası yapıcaz.)Bu farkındalık beni bayağı heyecanlandırmıştı. Bir kuantumcu olarak her şey olası düşüncesinden yola çıkarak; yeni baştan ne kadar enerji sistemi ,ne kadar şifa tekniği varsa araştırmaya ve aralarındaki bağı bulmaya koyuldum.Tekrar uygulamara başladım elbetteki.Sanki bildiklerimi unutmuş da yeniden hatırlıyor gibiydim.Uygulamaları birleştirerek devam ettikçe hafifiliyor, daha sağlıklı ve mutlu olmaya yelken açıyordum.Sonsuz enerji okyanuslarında şifalanıyordum. Tüm şifa tekniklerinde olmazsa olmaz; Nefes Tekniklerinin başı çektiğini düşünürken onu da tek başına yetersiz olduğunu farkettiğimde tonlamaları, (mantraları), işin içine katmam gerektiğini farkettim.Ve uygulamaya başladım.Ama yinde bir şeyler eksik kalıyordu. Nefes almak, bedenimizin doğal ritmi ve yaşamsal enerjiye bağlantısı idi. Nefesle, yaşam enerjisi kanımız ve çakra sistemimiz aracılığı ile tüm bedenin hücrelerine ulaşabiliyordu.E...Nilsu sen doğru nefes teknilerini uyguluyor üstelik yoga da yapıyordun dedim kendi kendime. Bunları sorgularken birden bilincim; boynumun altından bedenimin hiçbir uzvunu kullanamadığım tam sakatlık dönemine daldı. O durumda sadece yapabildiğim NEFES çalışmalarım, ZİHİN GÖZÜMDE canlandırmalarım (Kuantum İmajinasyon), kendimi eskisi gibi sağlıklı İMGELEMELERİM şimdi gözümün önüne geliyorlardı.BİLİNCİM de işin içindeydi.Hatta her şeyi o organize ediyordu.Allahtan DÜŞÜNCELERİM'i ve aklımı kullanabiliyordum.Başka neler yapıyordum.Zihnimde resim yapıyordum.Ve RENKLERİ doğayı işin içine katıyordum. Eskiden yapabildiğim tüm zor işleri, bedensel işleri hayal ettiğimde (KUANTUM İMAJİNASYON) tekniğini kullanarak BEDENİMİ çalıştırıyor.EYLEMİ de işin içine sokuyordum.Nasıl olsa bilinçaltı doğruyu yanlışı ayırt edemiyordu.Ve DNA'M hücresel belleğime bilgiyi geçiyordu.Hey haberiniz olsun bu beden çalışıyor.Aktive oldu.Hadi sizde hepiniz yeniden sağlığa dönüşün diyordu heralde.Ancak yine içimdeki kutsal zeka bir yandan beni korumak için sağlıklı hücrelere saldırıyordu.Çünkü ben en başında hastalığı deneylemeyi seçmiş olmalıyım ki gidip kuzu, kuzu ameliyat olmuştum.Her neyse tüm bu şifa uygulamalarını yaparken ruhumun benimle nasılda sevgi dolu çalıştığını ve bana yapmam gerekenleri sanki program yükler gibi söylediğini, yönlendirdiğini ve resmen içimdeki ses olarak konuştuğunu hatırlıyorum.Ve beni muhteşem bir sevgi enerjisi ile sarıp sarmaladığını...Işıktan bir elin sürekli beni sevdiğini, başımı okşadığını "üzülme küçük kız, bunlar bitecek, sabır, ben seni çok seviyorum, seninleyim" dediğini hatırladığım her seferinde burnumun direği sızlar ve iki damla göz yaşı her seferinde yanaklarımdan süzülür.Şu an bile aynı sızıyı yaşıyorum.Çünkü umutsuz vakaydım.Ve deli ağrılar ve deli acılar yaşadım.Bu ruhsal bağlantıyı hatırladığım da bunuda bana sevgi aktaranın da benim paralel evrenlerdeki YÜCE BENİM olduğunu, iliklerime kadar hissediyordum.Yani ben tüm ve bütünle bir olmayı öğrenirken, her bir uygulamayı ve doğayı işin içine katıyormuşum. Ve suları çok kullandığımın; saatlerce yüzüşlerim, suda yaptığım döngülerim, suya bildiğim tüm şifa ayetlerini okuyup ve şifa enerjisi yükleyip düzenli konuşarak (BİLİNÇALTI KAYIT) içmelerim. ELEMENTLERİ profesyonelce kullanmışım.Vay...be... Nilsu Irmak, harika diyorum, şu günlerde.. Zihnimde denizden çıktıktan sonra kendimi, kumsalda çukurlar kazdırıp içine gömdürdüğümü imgelerdim. Çünkü toprak elementi çok güçlü bir dönüştürücü ve arındırıcı ve yenileyici idi.Bu bilgide kendiliğinden gibi görünüyor olsada bu bilgide hücresel hafızamda kayıtlıymış ki böyle bir imgeleme yapma aklıma geliyordu.Harika her uygulama şimdilerde beni büyülüyor.DNA'mın kuantumluluğunun kanıtları gözler önüne seriliyor. Ağrılardan inlerken bağırıyor, inliyor, haykırıyordum.İnlerken çıkardığım sesleri şimdi düşünüyorum da. SESİMİ kullanarak TONLAMA yapıyordum.Ve eskiden öğrenmiş olduğum Sanskiritçe MANTRALAR'ı tekrarlıyordum. ÇAKRALARIMI dengelemeye çalışıyordum. Esma-ül Hüsnaları zikir yaptım uzun, uzun dönemlerde ve ardından sanki daha bir rahatlıyor ve yaradanla bir oluyor, konuşuyordum. Dertleşiyor, sorular soruyor ama gene ağlıyordum. Bir süre sonra içsel tıkanıklıklarımın açılmaya başladığını ve hafiflediğimi hissediyordum. Dinlediğim müziklerin sayesinde (Ney,Klasik Müzik,New Age,Kanun,Flüt v.b. dinlemeye başlayalı 30 yılı aşmak üzereydim.) yine Evrensel Enerji Alanına bağlanıp şifalanıyor ve hızla iyileşiyordum.Çünkü Klasik müzik Evrenin Müziği olduğu gibi ney, flüt ve diğerleride ruhu ve bedeni şifalandırmak da Osmanlı döneminde (Şifahanelerde-Saraylarda; Musiki ve Su Sesi ile Tedavi Yöntemi Ugulamaları ) bile kullanılmış kadim bilgelik uygulamaları olmanın yanısıra Evrenin ve DNA'mızın titreşimini kapsayan müziklerdi. Kısaca ben Evrenin SES TİTREŞİMİNİ ve Evrenin Müziğini şifalanmakda kullanıyordum.Müzik sağ ve sol beyin loblarımızı hizalıyor, senkronize ediyordu.Tüm bunların yanısıra kesin iyileşeceğime Yaradanımın varlığına inancım kadar inanıyordum. Karalıydım NİYETİM kesin sağlığa kavuşmak, eskisi gibi mutlu ve coşkulu olmaktı.Ve aynen NİYET'i de işin içine sokmuştum. Ve ilerleyen zamanlarda sağlıklı iken öğrendiğim;Kundalini Yogayı da zihin gözümde yapıyordum.Zaman, zaman halen bugün bile zorlandığımda sporu ve yogayı zihin gözümde yapıyorum.Bildiğim ne varsa uygulamaya koymuştum. Şimdi şifalı bitkiler ve yağlarla ilgili daha önce öğrenmiş olduğum bilgileri bilinçaltımdan, bilincime getirerek,sevgili anneciğimden bana karışımlar hazırlamasını istiyor ve içiyordum.Çünkü kanımın sürekli temizlenmesi gerekiyordu.Yine ağrılar için ağırlıklı Bodrum da yerli halktan öğrendiğim yağlarla bedenime masaj yaptırıyordum.Sevgili bedenim ne kadar da iligiye sevgiye ihtiyacı varmış da ben onu ne kadar ihmal etmiş görünyordum.Oysaki sağlıklı iken kendime iyi de bakıyordum.Bodrumun yerli halkı Elma yağı, Sığala yağı(günlük)Kekik yağı, biberiye v.s.kendi yöntemleri ve doğal yollarla ürettikleri için daha güvenilir ve etkiliydi. Derken ilerleyen zamanlarda farklı farklı yerlerde Üstad şifacılarla bir araya geliyordum.Açıkçası getiriliyor ve onların yanlarında kalarak, seminerlerine katılarak yada eğitim alarak, birlikte zamanlar geçirerek KADİM ŞİFA TEKNİLERİNİ öğreniyor ve el alıyordum.Bu kadar rastlantı olabilirmiydi. Resmen ben hastalığımın sayesinde ŞİFA BİLİMİNİ öğreniyordum. Aslında hatırlıyordum.Çünkü misyonum buydu. İnsan bilinci, bilinçaltı, ruhu, evrimi, çevrimi,devrimi,dönüşümü.... Yine bunu farkettiğimde 2005 de Kiara ile buluşmam dan sonra; doğuştan şifacı ve psişik olduğum ortaya çıkınca hepten afallamıştım. Neden afallıyordumki. Evet bu böyleydi. Bunu zaten biliyordum ama kimsenin bilmesini istemiyor gibiydim. Yargılanmaktan korkuyordum. Bir de sanki ameliyattan sonra bir süre her şeyi unutmuş gibi hissetmeme ve devremin kapanmış olduğunu hissetmeme rağmen; bildiklerimi otomatik pilotta uygulamaya soktuğumu ayrımsıyorum.Teorik bilgi devre dışı kalmış resmen uygulama yapıyordum.Ama hiç kuşku duymadan.Oysa ki nasılda mükemmel bir tekamül sistemim varmış ve ben onun bile ayırdımına varamıyormuşum. Olaylar yaşanırken bilinçaltı tüm kapılarını açar, çözümlerini sunar, uygulatır. Ama tüm bunlar otomatik pilotta gibi gerçekleşir. Çünkü bilinçaltımız bizim gerçekten yardıma ihtiyacımız olduğunda olması gerekenleri ve koşulları önümüze mucize gibi getirir.Bunu o kadar çok yaşadım ki. Artık hiç şaşırmıyorum. Zaman geçer deneyim biter. İnsan geriye dönük düşünmeye başladığın da; tüm bunları nasıl aşabildiğine ve nasıl bilebildiğine şaşar.Tabiiki bu Ruhla=Bilinçaltıyla hareket etmeyi becerenler için geçerlidir.Yani ruhuna ve yaradana ve içindeki Kutsal Zekaya teslim oldun mu, her şey mucize gibi akar. Huzur,dinginlik ve sevgiyle akar içimizdeki YAŞAM PINARI ve kanımız yüreğimize sevgi ve ışık paketleri, partikülleri taşır ve DNA'mıza ve hücresel hafızamıza aktarırlar, sevgi ve ışığın iyileştirci gücünü yani KUANTUM ŞİFAyı. KUANTUM ŞİFA; önce ,atomaltı çekirdek düzeyinde gerçekleşir ve beden tapınağımızdaki tüm hücrelere nöröpeptitlerimiz aracılığı ile bu bilgi geçilir.Bütün bedendeki tüm hücreler aynı anda titreşimlerini rezonansa geçirir ve aynı frekansta titreşmeye başlarlar. Beden kendini hızla onarmaya başlar. Ve KUANTUM ŞİFANIN BİLİMİ bu şekilde işler. Eh,artık bu yıl kendimi hızla eskisi gibi sağlıklı ve enerjik hissetmeye başladım.2000 yılı öncesinde ki gibi; hastalanıp ameliyat sonrası sakat kalmazdan önceki gibi cıvıl,cıvıl, canlı, yaşam dolu, sevgi dolu, heyecan ve coşku dolu. Dinamik, her durumun üstesinden kolaylıkla gelebilen ve mutlu.Her şey de ışığı ve mutluluğu gören,sevinç dolu bir çocuk kadar saf ben olmaya dönüyorum. Zaman, zaman, neden hala dibe inişlerim oluyor diye kendi, kendime sorduğum da DNA'ma neden bu kadar yavaşsın, neden birden AN'da değişim getirmiyorsun bana dediğimde. İçimdeki ses yine konuşmaya başladı."İsteğini bildir, ihtiyacını söyle ve kenara çekil.Çekil ki biz işimizi yapabilelim.Sen hem istiyor hem her şeyi kendi mantık işleyişinle çözmeye çalışıyor ve bir sürü karmaşaya yol açıyorsun.Ve bana hem soruyor hem dinlemiyorsun. Kulak asmıyor zaman zaman da güvenmiyorsun. Oysaki eskiden her şeyi içine sorar, ruhunla bir, o ne derse onu uygulardın. Ruh ve DNA bir çalışırız. Aslında aynıyızdır. Ruh=DNA=Bilinçaltı=Ruhtur.Çünkü bu Dünyada Evren de ruhtur. Sürekli yeni bir teknik, öğrenmeye, denemeye isteğin nedeniyle hastalığına son vermiyoruz.Çünkü o zaman tüm sistemi nasıl deneyecek, nasıl sonuca ulaşacaktın." Bu nedenle,sabırla senin şifa konusunda ustalaşmanı, işin özünü anlamanı bekliyorduk ki seni tam, bütüncül, şifaya kavuşturalım.Şimdi artık yazmaya başladığına göre sen KADİM ŞİFANIN, KUANTUM ŞİFANIN DİNAMİKLERİNİ dibine kadar öğrendin ve işleyişini çözdün. Zaten doğuştan şifacı idin.Hatırla sana çocukluktan beri "DÜNYA ELLERİNDE" diye haykırdık durduk.Sen bu ne demek dedin durdun.Oysaki ellerinden çılgınca akan şifa enerjisini otomatik pilotta kullanıyordun.İçsel olarak bildiğini biliyordun.Ama hep yargılanma korkun seni geri tuttu.Sokakta hastalara,engellilere bilinçsizce koşarak,ellerini onların üzerine koyup,o çılgın akan enerjinin bıçakla kesilir gibi bitmesini bekler ve yoluna devam ederdin.Kimse seni bilsin istemezdin.Böylece gizlice ve doğaçlama verip kaybolmaktan hoşnuttun.Rüyalarında insanları şifalandırır ve uyandığında o insanlara uzaktan şifa yollardın.Nasıl yapılacağını bilerek,kuşkusuz yollardın.Ama bir türlü kendine inanamazdın.Kendi kendine tuhaf gelirdin.Aynı zamanda , bu senin için çok da doğaldı.Çünkü; ruhun, kalbin, için yaptığının gerçek olduğunu o kadar iyi bilirdi ki hiç kuşku duymazdın.Hep babana şifa verir, dua eder, şifalı sular hazırlar içirirdin.Çünkü, o hep hastaydı ve onu çok severdin.Onu kaybetme korkusu yüzünden tüm kalbinle yaradana onun için yakarırdın. Koca bir ömür, bu korkuyla yaşamak seni çok yordu.Ama gerçekleştirdiğin; gerek kendin de gerek se ailendeki mucizelere artık inanıyorsun.Orada ki özü öğrendin.Artık hastlalık deneyimlerine ihtiyacın kalmadı.Kuşkuları, yargılanma ve onaylanma korkunu da tamamen aştığın için artık aktarımın da çok daha etkili ve kesin sonuçlar getirecektir. Ruh (Yaradanın Özü-Yaratıcı Kuvvet-Yaradanın bizdeki Kuantası) her zaman bizimle birdir.Biz bütünün bir parçasıyız ve yaradılışın bir parçası olarak tanınıyor ve seviliyoruz. Ruhumuz; yaradanın kaynağına bağlı olduğumuz için bizde onun kuanta ışığıdır, bağlantısıdır.(Kuanta=ışığın en küçük zerresi.) Yaradılışımız ve Evren kuantsaldır. Nilsu Süheyla Irmak
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi4
Bugün Toplam49
Toplam Ziyaret127760
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar38.202138.3552
Euro43.454643.6287
Hava Durumu
Saat